31 Mart 2016 Perşembe

I don't want you


I don't want you

Tesettüre giren kadınları "köleliği seçen zencilere" benzetti



Fransa'da geçtiğimiz günlerde "nefret söylemine hayır" kampanyası başlatan Sosyalist Hükümet'in Kadın Hakları Bakanı Laurence Rossignol'ün başörtülü kadınları "köleliği seçen zencilere" benzetmesi, olay yarattı.

Rossignol, dün dünyaca ünlü markaların tesettürlü kadınlara yönelik koleksiyon hazırlamasından rahatsız olduğunu söylemiş ve kendi tercihiyle tesettüre giren kadınlar hakkında da "kendi istekleriyle köleliği seçmiş zenciler" benzetmesinde bulunmuştu.

Kadın Hakları Bakanı'nın bu sözlerine hem sosyal medyadan hem de sivil toplum örgütlerinden büyük tepki yağdı.

Fransa Ulusal İslamofobi Gözlemevi Başkanı Abdallah Zekri, Rossignol’ün sözlerini şiddetle kınarken, bu bakanın Müslüman kadınları yaftaladığını ve siyahiler üzerinden de çok çirkin ırkçı söylemlere imza attığını belirtti.

Zekri, "Bir bakan, kadınlara nasıl giyinip giyinemeyeceğini söyleyemez. Bu laikliğe aykırıdır. Fransa’da Müslümanlar laikliğe saygı duyarken hükümetin bu tavrı anlaşılır gibi değil." ifadelerini kullandı.

-"Hükümetten elbete reaksiyon beklemiyorum" -
Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneği (CCIF) Sözcüsü Yasser Louati ise hükümeti Müslümanlarla ilgili ikiyüzlü davranmakla suçladı.

Louati, siyahiler hakkında, "zenciler" ifadesini kullanan ve başörtülü kadınları da "zenci kölelere" benzeten Rossignol’ün hem açık açık ırkçılık yaptığını hem de islamofobik olduğunu söyledi.

Louati, hükümetin de Rossignol’ün görüşlerine katıldığına işaret ederek, "Olağanüstü hal bahanesiyle Müslümanların evlerini, iş yerlerini, camilerini basan, Müslümanlar hakkında 'İslamofaşist' ifadesini kullanan hükümetten elbette hiçbir reaksiyon beklemiyorum." dedi.

-"Patlayıcı yelek ne zaman moda olacak?" -

Rossignol’ü kızdıran tesettür giyim tartışması İngiliz Marks&Spencer markasının tesettürlü kadınlara yönelik mayo üretimine başlayacağını duyurmasıyla patlak verdi.

Haberi kendi resmi hesabından paylaşan Rossignol, haber metninde geçen "mutaassıp moda" ifadesine dikkati çekerek, "Mutaassıp moda da ne demek oluyor. Bir de terbiyesiz moda mı var?" yorumunda bulunmuştu.

Bakan Rossignol’e tepki gösterenler kadar destek verenler de çıktı.

Le Monde gazetesinden ünlü Fransız çizer Plantu da, bakanın sözlerinin ardından çizdiği karikatürde "Dolce&Gabbana yeni bir tesettür koleksiyonu hazırladı" başlığıyla üzerinde patlayıcı yelek taşıyan başörtülü bir kadının ağzından "E peki patlayıcı yelek ne zaman moda olacak" ifadelerine yer vermişti.

-12 saat içinde 15 bin imza -

Diğer taraftan elektronik imza sitesi change.org’da Rossignol’e karşı bir imza kampanyası başlatıldı. "Rossignol istifa etsin" başlığıyla bakanın konuşmasından birkaç saat sonra başlatılan kampanya 12 saat içerisinde 15 binden fazla imzaya ulaştı.

Cübbeli Ahmet’e "dini değerlere hakaret" soruşturması



Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı "Her bir uzuv için şifa ayetleri" kitabında, "Dini değerlere hakaret" ettiği ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" gerekçesi ile hakkında açılan soruşturma kapsamında ifade verdiği öğrenildi.

Ahmet Mahmut Ünlü, Avukat Rasim Kubilay Ünlü’nün şikayeti üzerine hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede, kitabındaki konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından kaleme alınmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek yazdığını belirtti.

'AMACIM DİNİ DEĞERLERİ İNCİTMEK DEĞİLDİR’

Hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün geçtiğimiz günlerde hakkında açılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı’na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Ertuğrul Sarıyar’a verdiği ifade verdiği ve konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından yazılmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek alıntı yaptığını söylediği öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre Ünlü, "Okuyan kişiler bunlara inanabilir ya da inanmayabilir, özgürdürler. Kitabı yazarken alıntı yaptığım bir kaynaktan nakletme özgürlüğüm vardır. Kaldı ki diğer cinsel konularda sahih hadisler de vardır. İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenleyici bilgiler içermektedir. Amacım kesinlikle dini değerleri incitmek değildir. Esasen Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi’nde bu konuda ayetler vardır. İnsanlar bu ayetleri şifa görmek istedikleri olaya göre okuyabilirler. Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ayaklar için, baş için, eller için nasıl okunabilirse insanın diğer uzuvlar için de okunabilir. Kaldı ki kitabımda tüm uzuvlara ilişkin sözler varken sadece 2 sayfasını alıp sanki ben cinsel içerikli bir konuda öneride bulunuyormuşum gibi lanse edilmesi kötü niyetli bir davranıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.

AVUKAT ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU

Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı, "Her bir uzuv (organ) için okunması münasip ayetler" isimli kitapta "Dini değerlere hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlarını işlediğini öne sürerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş ve kitabın yazarı Ahmet Mahmut Ünlü ve Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Müslümanlar için kutsallığı tartışma konusu dahi olmayan surelerin, ayetlerin ve Allah’ın isimlerinin, hiçbir dini altyapısı olmayan, uydurma-üfürme yöntemlere alet edilmesinin, halk arasında belirli bir popülaritesi ve güveni olan şahıslar tarafınca telkin edilmesinin, İslam’a, Müslümanlar’a ve Allah’a hakaret olduğunu savundu.

DİYANETTEN DE GÖRÜŞ ALDI

Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş aldığını belirten Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği yanıtta, bunların hiçbir dini temeli bulunmadığını, bu hurafelerin İslamiyet’e zarar verilebileceğini ifade ettiğini belirtti.
Avukat ünlü, dilekçesinin sonunda infiale neden olabilecek bu ifadeler nedeniyle kitabın satışının yasaklanması ve el konularak toplatılmasını talebinde bulundu

Bombalı aracın bırakılma anı


Diyarbakır’da 7 polisin şehit olduğu, 13’ü polis 27 kişinin yaralandığı saldırının bomba yüklü araçla yapıldığı kesinleşti. Aracın, patlama bölgesine bırakılma anı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

Diyarbakır-Şanlıurfa yolu üzerinde bulunan Hamravat ve Gökkuşağı sitelerinin arasında bulunan caddede, polisleri taşıyan servis aracının geçişi sırasında yaşanan patlamada 7 polis şehit oldu, 13 polis ve 14 sivil yaralandı. Saldırının bomba yüklü araçla yapıldığı kesinleşti. Bomba yüklü aracın, patlamanın yaşandığı bölgeye bırakılma anı, bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Görüntülerde, aracı bırakan teröristin, sakin bir şekilde bölgeden ayrıldığı görüldü.

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Demek ki neymiş: Sözünü tutacaksın....



Pala sarayın hizmetkarlarından biri..

Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş..

Artık bir saplantı halini almış kraliçenin göğüslerine dokunmak..

Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..

-Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin, demiş.

Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.

Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı-büyücü karışımı bir kadın varmış.

Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan

sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş.

Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş.

Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış.

Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.

Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.

Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha

-Saray hizmetkârlarından Pala, derdinize derman olabilir. Onun salyası, her şeye iyi geliyor. Tek çare, Pala'nın dili. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer siz izin verirseniz, demiş.

Padişah çaresiz çağırmış Pala'yı hareme.

Pala bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş.

Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.

-Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın. Hadi bakalım, çek arabanı, demiş.

Haremağası çok kızmış..

Öyle kızmış ki ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş...

Sonra Pala'yı çağırtmış..

-Padişahın kaşıntısı varmış, seni emretti, :)))))))))))))

Demek ki neymiş: Sözünü tutacaksın....

Zevk alıyor muyuz?


Bir çocuğun küçük oluşuna bakıp da o çocuğun hep çocuk kalacağını, hiç büyümeyeceğini düşünerek çocuğu kale almayan ve her türlü ateşini o küçücük beden üzerinde söndüren insanların yarattığı bir cehennemde yaşıyoruz.
Ahlâkını, merhametini, vicdanını, insanlığını yitirmiş, 'din' dediği ama aslında hiç bilmediği bir kavramı kendisine siper etmiş insanların, hiçbir lisan ile anlatılamayacak 
'marifetleri' ile karşı karşıyayız. 

Hani hamam böcekleri ya da tahta kuruları bir duvarın sıvası ile duvar arasında yuvalanırlar, hani orada çoğaldıkça çoğalırlar, sıva şiştikçe şişer, sen ne olduğunu anlamazsın, sonra şişmiş ve kabarmış sıvaya şöyle bir fiske vurursun da dökülen sıvadan bir anda ortaya yüzlerce böcek dökülür ya; ya da kolunun üzerinde bir ağrı, bir sızı, bir kabartı olur, acı gittikçe artar, sonra bir gün bir yerden baş verir ve ufacık bir sıkma ile o tepeciğin içerisinden cerahat akar ya; ya da sinsi sinsi başlayan bir yangın ortamdaki ısının artmasıyla birden harlar ya, işte aynı öyleyiz biz şimdi.
Duvar ile sıva arasına yerleşmiş binlerce böcek saçılıyor şimdi etrafa. Memleketin dört bir yanından irin akıyor. Harlayan ateşi kimse söndüremiyor.

Savunmasız, güçsüz, sessiz, suskun, biçare oluşlarından faydalanıp yükleniyorlar masum çocuklara. En gizli, en iğrenç, en olmaz emellerini deniyorlar üzerlerinde.
O çocukların büyüyeceklerini düşünmeden, büyürken üzerinde gezinen ellerin kömür karası izlerini ölene dek yüreklerinde taşıyacaklarını düşünmeden, o izlerle yaşamaya çalışırken nelerle savaşacaklarını düşünmeden.
Emel dediğin bir anlık, heba olan ise koskoca bir ömür...

Kim bilir yıllardır kimlerin canını yaktı bu hainler.
Kim bilir canı yananlar nerelerde, nasıl yaşadılar.
Bitti mi sanki;
Memleketin kaçta kaçı kaçta kaçına tecavüz ediyor hâlâ? 
Yurtlar, okullar, sokaklar, iş yerleri, oyun alanları ve en çok da, en güvenli denilen "hane"lerde mi yaşanıyor bu hayasızlık?
Bu vahşeti yaşayan kızlar mı sanki sadece; y
uva bildiği evinde babasının, dayısının, eniştesinin, ağabeyinin, amcasının ya da eve rahatça girip çıkan herhangi bir erkek kişinin tecavüzüne uğramış ne kadar "suskun" erkek var aramızda?
Ne kadarı cebelleşiyor kimliğiyle? Ne kadarı çıktı çığrından? Ne kadarı kaldı hayatta?
O suskunlar bir haykırmaya başlarlarsa kapatır mıyız kulaklarımızı, yumar mıyız gözlerimizi?
Çığlıkları yankılanırken göklerde delice, "...... o da....." cümleleri mi geçer zihnimizden?
El kadar bir çocuğun rızasının geçerli olmayacağını bilmeden, onun aklı ile hareket eden yetişkinin tüm suçu çocuğun rızasına yüklediğini fark etmeden mi veririz kararımızı...
Yaşanan pisliğin sorumluluğunu kendimizden uzaklaştırmak içindir belki o karar da.
Kalkan kabuğun altından akan kanın çokluğuna bakınca benim aklımdan geçen ise;
"Ama belki sen de...."

Bilmeli ki;
Bu tecavüzler bireylere ediliyor gibi görünse de, aslında ülkemizin geleceğine ediliyor...
İnsanlığımıza, onurumuza, gelmişimize, geçmişimize, geleceğimize, hayallerimize, heveslerimize ediliyor.

Şu anda toplum olarak geldiğimiz nokta da tecavüz edilen bir insanın geldiği noktadır.
Soralım o zaman ne durumdayız diye
"Zevk alıyor muyuz?"

Canan Ekinci YILMAZ
cananekncylmz@gmail.com

Bir Türk gencinin Ata'ya hitabesi



Sevgili Atam;
Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş,
Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş,
Temel eğitimini tamamlamış,
Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan,
Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum.
Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım.
İlkokul birdim. Miniciktim. Elimde beslenme çantam, önlüğümün cebinde annemin sevgisi, sınıfımda bilim öğrenecektim.
Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun.
Bakışların keskindi.
ABC`den sonra ilk öğrendiğimdin; Mustafa Kemal`din. Çocuktum... Bana, bize, tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin. Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol, Sol-sağ-sol Kutladık... Kaçımızın ayağı su toplamıştı, kaçımız bayılmıştık...
Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık.
(Ne zaman salıncakta sallanan fotoğrafını görsem, geçen 23 Nisan`lara yanarım.)
Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana...
Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin...
Şahin bakışların vardı,hürriyete aşıktın...
En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin,
Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı.
Aslandın, kaplandın, kartaldın, panterdin...
Özgür geleceklere açılan pencereydin.
Sözün özü benim sevgili atam;
Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı.
Beni milli bir şekilde eğitenler,
Failatün, failatün, failatün, failün ölçü sistemini,
Niagara Şelalesi`nin yükseklik ve debisini,
Yes, it is a pencil demesini,
Deli İbrahim`in küpesini;
Bir bir kafama yerleştirdiler de;
Bana senin insan yönünü anlatmadılar.
Sigara tiryakisi olduğunu,
Rakı içtiğini,
Aşık olduğunu,
Evlendiğini,
Boşandığını,
Kim bilir kaç geceler savaş meydanlarında cesetlere bakıp, için için ağladığını,
Özlemlerini, hasretlerini,
Geleceği kazanmaya dair fikirlerini
Anlatmadılar.
Bana, bize, tüm dünya gençlerine bayram armağan etmiştin.
Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol, sol-sağ-sol Kutladık...
Kaçımızın ayağı su toplamıştı.
Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemiştik.
Biz bayramlarda bunalan gençlerdik.
(Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem, 19 Mayıs`lara yanarım.)
Bir yandan;
Heykellerini diktik,
Dağa-taşa siluetlerini çizdik,
Her kitaba, her yazıya,
Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik.
Bir yandan;
Her işin kolayına kaçtık,
Ticarette kazık attık,
Üretim yerine kopyaladık,
Bilim adamlarını sindirdik,
Aydınları yargıladık,
Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik,
Çoktan yere nice amaçsız gençler yetiştirdik.
Zeki, çevik ve aynı zamanda düzenciydik.
Eğitimi siyasete kurban verdik,
Ekonomiyi siyasete kurban verdik,
Aydınlık olması gereken gelecekleri siyasete kurban verdik.
Varlığımız siyasi emellere armağan oldu...
Benim biricik Atam;
Biz Demokles`in kılıcını sapından değil
Keskin yanından tutmayı marifet bildik.
Senin ruhunu gıdım gıdım içtik,
Tükettik...
Tükettik...
Tükettik...
Dedemden babama, babamdan bana
Politikacı tabiriyle `enkaz devralmış` bulunmaktayız.
Bu gidişle biz, çocuklarımıza devredecek
Enkaz bile bulamayacağız...
Türk`tük, doğruyduk, çalışkanlığımız şüpheli;
Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti`ni ilelebet
muhafaza ve müdafaa etmek,
Ülkümüz;
Yükselmek, ileri gitmekti...
Uzun bir yoldu...
Yorucu ve yıpratıcıydı....
Adidas`larımız eskidi,
McDonalds`ta mola verdik.
Belki de `Bir Türk dünyaya bedeldir` deyişini
Biz `Her Türk dünyaya bedeldir` anladığımız için emanetini,
1 milyon beş yüzseksen bin kat küçültmeyi becerdik...
Verdiğin en önemli görev:
Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem
Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,bilirim.
Muhtaç olduğum kudretin,
Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir, ellerinden hasretle öperim...

30 Mart 2016 Çarşamba

30 Mart Survivor Gönüllüler SMS Sonuçları (Acunn.Com)

30-mart-ACUNN-survivor-sms
ACUNN.COM SURVİVOR SMS SONUÇLARI

Survivor 6.hafta Gönüllüler SMS Sıralama Sonuçları Acunn.Com sitesinde 30 Mart 2016 çarşamba günü açıklandı. İşte bu haftaki gönüllüler sms sıralama sonuçları, gönüllüler sms birincisi ve gönüllülerden elenen yarışmacı...
Survivor ünlüler gönüllüler yarışmasında bu hafta gönüllüler dokunulmazlığı kaybetti ve eleme için sms halk oylamasına girdi. Gönüllülerin 27 mart pazar günü girdiği sms sonuçları bugün yani 30 mart çarşamba akşamı acunn.com sitesinde açıklandı. Bu hafta gönüllüler sms sıralamasında İBRAHİM dokunulmaz olmadığı için girmedi. Bakalım gönüllüler sms birincisi kim olacak. GİZEM K. ve NİHAL'den bakalım kim en az oyu aldı ve elendi...  Gizem Kerimoğlu mu yoksa Nihal mi elendi  İşte Acun 30 Mart Survivor Gönüllüler sms sonuçları...

Survivor Gönüllüler 6.hafta SMS Birincisi ile SMS birincisinin eleme için söyleyeceği ismi bu akşam yani 30 mart çarşamba akşamı belli oldu. SMS halk oylamasına göre gönüllüler takımının en sevilen yarışmacısını ve gönüllüler takımından elenecek ikinci yarışmacıyı öğrenmiş olacağız... İşte 30 Mart Acunn.Com gönüllüler sms birincisi ve sms sıralama sonuçları ve elenen yarışmacı...


acunn.com sms sonuçları
SMS SONUÇLARI AÇIKLANDI
GÖNÜLLÜLER SMS BİRİNCİSİ SEMİH OLDU

SURVİVOR GÖNÜLLÜLERDE ELEMEYE KALANLAR:
27 MART KONSEYDE ADI YAZILAN İSİM: GİZEM KERİMOĞLU
İBRAHİM'İN SÖYLEDİĞİ İSİM: NİHAL
30 MART SEMİH'İN SÖYLEDİĞİ İSİM: GİZEM MEMİÇ
30 MART GÖNÜLLÜLER ELENEN: NİHAL


SURVİVOR SMS SIRALAMA SONUÇLARI
Survivor 6.hafta Gönüllüler SMS Sonuçları 30 Mart 2016
01-SEMİH
02-SERKAY
03-GİZEM KERİMOĞLU
04-DAMLA
05-GİZEM MEMİÇ
06-EFECAN
07-NİHAL(ELENDİ)
08-ZAFERHABERLER4
(NOTİBRAHİM dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

SURVİVOR SMS SONUÇLARI TÜM HAFTALAR
Survivor 1.hafta Ünlüler SMS Sonuçları 23 Şubat 2016
01- ATAKAN
02- EDA
03- YATTARA
04- YILMAZ
05- YUNUS
06- MEHMET
07- EZGİhaberler4.blogspot.com
08- NAGİHAN
09- TUĞBA
10- YAĞMUR(ELENDİ)
11- SEDA
(NOTAYLİN dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

Survivor 2.hafta Gönüllüler SMS Sonuçları 2 Mart 2016
01- SEMİH
02- DAMLA
03- SERKAY
04- EFECAN
05- NİHAL
06- ZAFER
07- AYLİN(ELENDİ)
08- GİZEM MEMİÇ
09- İBRAHİM
(NOTGİZEM KERİMOĞLU dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

Survivor 3.hafta Ünlüler SMS Sonuçları 8 Mart 2016
01- ATAKAN
02- YATTARA
03- YILMAZ MORGÜL
04- EDA
05- EZGİhaberler4
06- TUĞBA ÖZAY
07- YUNUS
08- MEHMET
09- EBRU(ELENDİ)
10- SEDA
(NOTNAGİHAN dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

Survivor 4.hafta Ünlüler SMS Sonuçları 16 Mart 2016
01-ATAKAN
02-EZGİ
03-YATTARA
04-EDAHABERLER4
05-NAGİHAN
06-YILMAZ MORGÜL
07-YUNUS
08-MEHMET
09- SEDA(ELENDİ)
(NOTTUĞBA dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

Survivor 5.hafta Ünlüler SMS Sonuçları 22 Mart 2016
01-YATTARA
02-EZGİHABERLER4
03-NAGİHAN
04-YILMAZ
05-YUNUS
06-EDA(ELENDİ)
07-MEHMET
(NOTATAKAN ve TUĞBA dokunulmaz olduğu için oylamada yok)

2016 Survivor Ünlüler Gönüllüler yarışmasının altıncı dokunulmazlık oyunu 27 mart pazar akşamı oynanmış ve bu dokunulmazlığı sürpriz yaparak ünlüler kazanmıştı. Ünlüler dokunulmazlığı kazandığı için gönüllüler takımı 27 mart pazar günü bireysel dokunulmazlık oynamış ve bireysel dokunulmazlığı kazanan İbrahim olmuştu. 27 mart pazar akşamı gönüllüler ada konseyinde eleme adaylarından ikisini belirlemişlerdi.  İlk olarak oylama ile ilk eleme adayı belli oldu. En fazla oyu alarak elemeye kalan isim Gizem Kerimoğlu oldu.  Daha sona konseyde dokunulmazlığı kazanan isim İbrahim ikinci eleme adayının ismini verdi. İbrahim ilginç bir şekilde Nihal'in ismini verdi. Bu şekilde Gizem Kerimoğlu ve Nihal ilk eleme adayları oldu. 3.eleme adayı da gönüllüler sms sonuçları sonrasında belli oldu. Gönüllüler sms sıralaması 30 mart çarşamba akşamı açıklandı. GÖNÜLLÜLER SMS HALK OYLAMASI SONUÇLARI 30 MART 2016 ÇARŞAMBA akşamı ACUNN.COM sitesi ile aynı anda sitemizde yayınlandı... Gönüllüler takımı artık 8 kişi kalacak. Bakalım gönüllülerden kim elenecek, Nihal mi yoksa Gizem Kerimoğlu mu?

İBRAHİM OYLAMADA YOK...
İbrahim ilk eleme oylamasında en azoyu alan isim olmuştu. İbrahim ilk oyalada zaten dokunulmazdı. Bu oylamada da dokunulmaz olduğu için oylama sıralamasına girmedi. Bu nedenle İbrahim'in gerçek oylamasını bilemiyoruz...Önümüzdeki günlerdeki oylamada İbrahim bakalım sıralamada nasıl sonuç alacak...

NİHAL ELENEBİLİR...
Gönüllülerde elemeye kalan isimlerden Gizem Kerimoğlu ve Nihal arasından elenen kim olacak diye tahminde bulunursak elenecek isim Nihal olabilir. Nihal oyunlardaki düşük performansı ayrıca takım içerisindeki geçimsizliği nedeni ile en az oyu alacak yarışmacılardan. Nihal tüm yarışmacılar arasında en az oyun kazanan isim... Bu nedenle Nihal elenecek diye tahmin ediyoruz. Çünkü Gizem Kerimoğlu zaten Semih faktörü nedeni ile yüksek oy alacaktır...

GİZEM KERİMOĞLU SEMİH FANLARINDAN OY ALABİLİR...
Eleme adaylarından Gizem Kerimoğlu oyunlarda çok iyi olamasa da Semihile beraber diğer yarışmacılara baş kaldırdığı için Semih fanlarından oy alabilir. Bu nedenle Gizem Kerimoğlu elenmez diye düşünüyoruz...

3.ELEME ADAYI SERKAY OLACAKTIR...
Semih bu hafta da sms birincisi olursa eleme için Serkay'ı söyleyecektir. Serkay diğer yarışmacılara göre daha iyi bir performansı olduğu için sms sıralamasında üst sıralarda yer alacaktır...

30 MART GÖNÜLLÜLER SMS BİRİNCİSİ KİM OLUR?
Sms birincisi Semih olursa, eleme için Serkay'ı söyler,
Sms birincisi Damla olursa, eleme için Semih'i söyler,
Sms birincisi Gizem Memiç olursa eleme için Semih'i söyler,

30 MART GÖNÜLLÜERDEN KİM ELENİR?
Elemeye kalan son isim Serkay olursa eğer, Gizem Kerimoğlu, Nihal ve Serkay arasından elenen NİHAL olur...
Elemeye kalan son isim Semih olursa eğer, Gizem Kerimoğlu, Nihal ve Semih arasından elenen NİHAL olur...

SURVİVOR GÖNÜLLÜLER SMS SONUÇLARI Acunn.Com sitesinde her yıl olduğu gibi bu sene de sms sonuçlarını saat 23:30 gibi açıklayacaktır. Acunn.Com Sms sonuçları açıklanır açıklanmaz burada olacaktır. Biz de haberler4 olarak önceki haftalardaki SMS sonuçlarını yayınladık. İşte önceki haftalardaki ünlüler ve gönüllüler takımının sms sıralama sonuçları...

27 MART GÖNÜLLÜLER ADA KONSEYİNDE YAZILAN İSİMLER
  • SEMİH, "SERKAY " ismini yazdı 
  • İBRAHİM, "GİZEM KERİMOĞLU " ismini yazdı 
  • SERKAY, "GÖSTERMEDİ " ismini yazdı  
  • EFECAN, "GÖSTERMEDİ " ismini yazdı 
  • ZAFER, "GİZEM KERİMOĞLU " ismini yazdıHABERLER4  
  • GİZEM MEMİÇ, "GİZEM KERİMOĞLU" ismini yazdı 
  • GİZEM KERİMOĞLU, "SERKAY" ismini yazdı 
  • DAMLA, "GİZEM KERİMOĞLU" ismini yazdı  
  • NİHAL, "GİZEM KERİMOĞLU" ismini yazdı 
2016 SURVİVOR ÖDÜL OYUNU KİM KAZANDI
2016 SURVİVOR DOKUNULMAZLIK OYUNU KİM KAZANDI
    2016 SURVİVOR FİNAL SEMBOL OYUNLARI
    • 23 Şubat Final Sembol Oyunu Damla ve Atakan Kazandı(Ödül Ünlülerin)
    • 02 Mart Final Sembol Oyununu Nagihan ve Yattara Kazandı(Ödül Ünlülerin)
    • 08 Mart Final Sembol Oyununu Nagihan ve Yattara Kazandı(Ödül Ünlülerin)
    • 16 Mart Final Sembol Oyununu Gizem M. ve Yattara Kazandı(Ödül Gönüllülerin)
    • 22 Mart Final Sembol Oyununu Nagihan ve Atakan Kazandı(Ödül Ünlülerin)
    • 30 Mart Final Sembol Oyununu Ezgi ve Atakan Kazandı(Ödül Ünlülerin)
    2016 SURVİVOR ÜNLÜLER TAKIMI
      2016 SURVİVOR GÖNÜLLÜLER TAKIMI
        acunn sms sonuclari tikla, acunn survivor sms sonuclari 30 mart, acunn com, sms sonuclari siralama gonulluler 30 mart, 30 mart survivor sms sonuclari, survivor sms birincisi kim oldu, acun survvor, acuns sms sonuçları, sörvayvır sms sonucu, acun sms video

        İnsan OL, yeter!


        Kimsenin cinsiyetini seçme lüksüne sahip olmadığı bir dünyada kadın olmanın hazlarını yaşamak yerine, sanki suç işlemiş gibi utanç içinde yaşamak ve her daim kendini korumak zorunda kalıyor olmak, gelişmekte olan ülkeler ile az gelişmiş ülkelerin ayıbı olsa gerek.
        Kadın eşitsizliği konusunda üst sıralarda yer alan bir ülkede (135 ülke arasında 122. sırada) yaşıyor olmak ise ülkeyi el birliği ile bu hale getiren politikaların ayıbı.
        Gelişmekte olan ülkeler arasında mıyız, az gelişmiş ülkeler arasında mıyız ona da bir türlü karar vermiş değiliz.
        Büyüklerimize bakarsak çok geliştiği için KISKANILAN ülkeler arasındayız.
        Ne diyelim, aman nazar değmesin o zaman...
        ****
        Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken kadın konusunda kayda değer çalışmalar yapan Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi UKAM, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla bir etkinlik düzenledi.
        Prof.Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde gerçekleşen etkinlik, "Çocuk Gözüyle Kadın ve Eşitlik" temalı Emine Örnek Koleji İlkokul öğrencileri resim sergisi ile başladı. 
        Etkinlikte Uzman Psikolog Kunter Kurt, "Güçlü benlik duygusuna sahip kadınlar ve topluma etkileri" konulu bir konferans verdi.
        Konferansın ardından U.Ü. Radyo TV (RTV) Öğrenci Topluluğu tarafından hazırlanan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" temalı sokak röportajları ilgiyle izlendi.
        Yine "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" temalı tiyatro gösterimi U.Ü. Tiyatro Topluluğu tarafından sergilendi ve öğrenciler gösterdikleri performans ile içimizi ürpertti.
        Konferans öncesinde bir konuşma yapan U.Ü. Rektörü Yusuf Ulcay kadının toplumdaki yerine rakamlarla değindi. Rektör Ulcay'ın ardından bir konuşma yapan UKAM Müdürü Prof.Dr. Serpil Aytaç ise konuşmasında kadın-erkek eşitliğine dikkat çekti ve konuşmasını "kadınların sorunlarının tartışıldığı değil, kadınların başarılarının konuşulduğu buluşmalar" düzenlemek temennisiyle sona erdirdi.

        Konferans için Mersin'den gelerek Uludağ Üniversitesi'ne konuk olan Kunter Kurt, Türkiye genelinde gerçekleştirdiği seminerlerle 2 milyonu aşkın kişiye eğitim vermiş bir kişisel gelişim uzmanı. Aynı zamanda yazar ve sıkı bir sporcu olan Kurt'un yayınlanmış beş kitabı ve sporculuğundan aldığı pek çok ödülü mevcut.
        Ben size Kunter Kurt'u ve verdiği konferanstan bazı pasajları anlatmaya çalışacağım bu yazımda. 
        Kısa kısa paragraflara sığdırmaya çalışacağım konferansta konu "kadın" olunca, uzun uzun konuşmak gerekti tabi.
        Yazıdaki yıldızlı (*) cümleleri yazarın iç sesi olarak okuyun lütfen.
        Yine yazıdaki mavi boyalı cümlelerin içinde ilgili bir link olduğunu da unutmayın...

        Başlayalım o zaman...
        Kunter Kurt der ki;
        İnsanda iki görünümlü tek bir akıl vardır. Erkek yönetici düşünceyi kullanır, kadın yapıcı düşünceyi kullanır. Takım olduklarında her şeyi yönetecek güce sahiplerdir.

        Sevgi, şefkat, güven
        Kadınların önceliği psikolojik ihtiyaçlardır.
        Sevgi ve şefkat, ilgi ve destek, istendiğini hissetme, terk edilmeyeceğine inanma, güvenlik ve korunma, iletişim ve danışma, takdir edilip onurlandırılma, maddi güven ve çocukların büyütülme aşamalarında sorumluluk paylaşımı.

        Bağımsızlık
        Erkeklerin psikolojik ihtiyaçlarında ilk sırada bağımsızlık ihtiyacı var. Ardından kendine güven, cinsel mutluluk, saygı görme, mücadele, adalet ve maddi bağımsızlık...
        Kadın mağarada ateş yakar bekler, erkek bazen döner bazen dönmez. Kısacası erkeğin dönme sorunu var...
        * Sevdiğini serbest bırak dönerse senindir lafı daha o zamanlardan kalmış demek ki... 

        Sıkıştım!
        Sıkışmış hissetmek erkekte sıkıntı yaratıyor.
        Her cins birbirine ihtiyacı olanları vermekten imtina etmesin.

        Ahlâk babadan, sevgi anneden
        Cezaevlerindeki tutuklularla yaptığım çalışmalar sonucunda, suçun babadan kaynaklı olduğunu gördüm. Anneden kaynaklı suç yok. Baba ahlâk merkezidir, anne sevgi merkezi.
        * "O çocukları" tanımını bir kez daha gözden geçirelim o zaman...
        Sevgi merkezi doğru davranışlar sergileyip temeli sağlam tutuyorsa bunun üzerine sağlam bina yapılabiliyor. 

        Kadınlar 20 bin, erkekler 7 bin
        Kadınlar günde 20 bin, erkekler ise günde 7 bin kelime ile konuşuyorlar. Aklınızdan geçirilen şeyler bile konuşma sayılır. Kadın aklından daha fazla şeyler geçirir. 
        * "20 bin'e 7 bin" oranını gevezelik olarak algılamayacağız yani.

        Kadın detaycıdır
        Kadın süreç, erkek sonuç odaklıdır. 

        Organ diliyle konuşmayın
        Beni kanser edeceksin, kalbimi kırdın, sana gençliğimi verdim ve benzeri edilen laflar organları biyolojik anlamda yorar.... (Ruhumun direnci bedenimi yoruyor mu demiştik bir zamanlar?)
        Bu dili terk eden insanlar sağlıklarına kavuşurlar.

        Sizden olmayan sizin değildir
        Sizden olmayan bir şeyi bilinçaltınız fark ettiği anda direnciniz düşer...
        Doğru olmayan bilgileri organlarınız reddeder. Organ dilini kullanmaya başladığınız anda beyin o cümleyle ilgili organlarınıza kötü mesajlar gönderir. 
        En çok organ dilini kullanan da kadınlardır. O yüzden ağrıları hiç bitmez...
        * Dırdırsız sağlıklı günler dileriz.

        Korkak yalakalar
        Korku kültüründe vicdan değil yalakalık zekası gelişir. 
        Korkutulan insan bağımlıdır, kendisini seçeneksizliğe mahkûm edilmiş hisseder.
        * Korkulan artık korkutamadığı zaman ne olur peki? "Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur." örneğindeki gibi mi olur mesela?

        Sevin gayrı
        Sevgi içinde büyüyen çocuklar cinsel kimliklerini de daha iyi taşıyıp bu konuda kendilerini daha iyi ifade ederler.
        Suçu cezalandırılan insan cezalandırılmış olmanın gönül rahatlığı ile yeni bir suça yönelir.
        * Affedersem bir daha yaparsın gibi mi?
        * Yoksa 
        affetmekle mi büyür hatalar

        Ödül ve ceza sistemleri değişti
        En sevdiği şeylerden mahrum ederek cezalandırmayı seçin. Eski sistemleri çöpe atın.

        Ön Lob
        İşin içinden çıkamadığımızda elimizi alnımıza götürüp kaşırız ya, işte o ön lobu çalıştırma hareketidir. Ön lob konsantrasyon, plan yapma ve problem çözme merkezidir çünkü.
        Büyüklerin elini öptükten sonra da o eli ön loba koyarız, secdeye varınca da ön lobumuzu yere yapıştırırız. 
        Baş parmağım nerdesin?
        Ellerinizi kilitlediğinizde sağ baş parmak mı üstte, sol baş parmak mı? 
        Sağ baş parmağı üstte olanlar biraz daha duygusaldırlar. Sol baş parmağı üstte olanlar ise daha detaycıdır. Tepeden tırnağa her ayrıntıya dikkat ederler.
        Sağ mı, sol mu?
        Einstein'ın ölümünün ardından onu bu kadar zeki yapan şeyin ne olduğunu merak eden nörolog arkadaşı Dr. Harvey, iki yıl boyunca Einstein'ın beynini incelemiş ve bu incelemelerin sonunda yayınladığı raporda, Einstein'ın beyninin diğerlerinden farksız olduğunu belirtmiş. Einstein'ın farklı yaptığı tek şey, her iki elini de mükemmel derecede kullanması imiş.

        Collina'nın sırrı
        Dünyanın en iyi hakemi olarak gösterilen Collina'nın sırrı da maçtan 15 dakika önce yaptığı bu çalışmalarmış.
        * Kullanmadığımız elimizle her gün yapacağımız on dakikalık bir çalışma bizi de Einstein derecesine getirir belki...
        * Sağ ayak bilek yönünde çevirirken sağ elimizle havaya 6 yazabilmenin sırrını vereyim size. 6'yı tersten yazın, bu kıyağımı da unutmayın...
        Pes mi?
        Bitip tükenmemek genlerimizde var, olmuyor diye pes edip yenilmeyeceğiz.
        Kadının yapıcı düşüncesi pes etmemekle doğru orantılı. Mücadele kadının fıtratında var.
        * Bu direnç hayatta kalıp neslin devamlılığını sağlamak için olsa gerek.
        Kaşlarınıza / kaslarınıza hakim misiniz?
        Beyin loblarınızı kontrol edebilmeniz için kaşlarınızı kontrol edebilmelisiniz.
        * Botokslu kaşlar ne olacak Hocam?

        Kendi gücünü kullanmak
        Başkalarından beklentiyi bıraktığınız anda kendi gücünüz ile tanışıyorsunuz.

        Oley be!
        Sağ el kısa süreli bellek ve öğrenme, sol el uzun süreli bellek ve hatırlama, her iki elinizi sıktığınızda yapabilme ve edebilme gücünü yani beyninizdeki her iki lobu birden aktif edersiniz.
        * Oley be! derken iki elimizi birden mi sıkıyorduk?

        Bir kulağından girip, diğer kulağından çıkmasın
        Sol kulaktan söylenen cümleler sağ beyinde kabul görüyor. İkna etmenin yolu sol kulağa çalışmaktan geçiyor.

        Dilini damağına yapıştır
        Ama neden?
        Kaygı, korku ve endişe anında dilin durumu ilginç. İnsanın korkudan dili tutulur mesela. Böyle bir anda damağa uygulanan bir baskı ya da dili damağın üstüne yapıştırma beynin sağ ve sol lobunun her ikisini birden çalıştırır ve korkuyu atlatmaya yardımcı olur. 
        * Hatırlayın, ödüm koptu deyince başparmağımızı damağımıza yapıştırıp şöyle bir dürtüklemez miydik? Bu davranışımızın altından bakın ne çıktı...
        Yutkunun
        Sinirli olduğunuz anda bir söz söylemeden önce yutkunun. İkinci kez yutkunduğunuzda dilinizin damağınıza yapışmış olduğunu göreceksiniz.
        * Gırtlak dokuz boğum, sekizini yut birini söyle diye boşuna dememişler demek...
        Timus bezinizi dövün!
        Bağışıklık sitemini ayakta tutan Timus bezini Japonlar günde dört defa döverler. Bizde ağıt yakan kadınlar ona keza. İçli şarkılar dinlerken sinemize vurduğumuz yumruklar ona keza...

        Timus bezi üç şekilde aktif oluyor:
        1- Vurduğunuzda
        2- Kahkaha attığınızda
        3- Dilinizi üst damağa yapıştırdığınızda

        "21 Gün" kuralı
        21 gün içinde öğrenir ya da unutursunuz. Hepsi davranışa ve alışkanlığa dönüşür. 21 gün sabrederseniz hedeflediğiniz her ne ise ona ulaşabilirsiniz.
        Başınız sağda mı, solda mı?
        Serbest duruşunuz esnasında başınız sağda ise gelecek endişeniz vardır, solda ise geçmişle ilgili sıkıntılarınız devam ediyordur.
        Karşı tarafa "ezik" mesajı vermemek için dik durup çenenizi yere paralel tutmakta fayda var.
        * "Türk çocukları, Türk çocukları, gözler ileri başlar yukarı"... Hatırladınız değil mi bu marşı?

        Seçeneklerinizi iyi seçin
        Sunduğunuz seçenekler size ait olsun ki sizin istediğiniz olsun. Cümlelerle oynayabiliyorsanız kontrol sizdedir.

        En iyi müdafaa taarruzdur
        Sizi küçük düşürmeye yönelik kasti soruları net olarak reddedin ve soruya soru ile karşılık verin. Mesela; "Bu soruyu neden sorduğunu öğrenebilir miyim?" ya da "Tam olarak ne istediğini söyler misin?" cümlelerinin sihrini deneyimleyin.
        Lakin uyguladığınız yerlere dikkat edin...
        Neden bağırıyorsun?
        Kendini önemsetmek mi istiyorsun, korktun mu yoksa ne yapacağını mı bilemiyorsun? İnsanlar bu üç nedenden ötürü bağırır. Karşınızdakinin neden bağırdığını anladığınız anda kontrol sizdedir.
        * Şimdi çevrenizde bağıranlara bir kez daha bakın. 
        Bağrışan Türkiye mi demiştik?
        "-Me, -Ma" dema...
        İnsanda ters etki yaratan -me'leri, -ma'ları hayatınızdan kaldırın ki istediğiniz istediğiniz gibi olsun. Malum, dayatılan her şeyin tersini inadına yapar insanoğlu.
        Siyah bir at düşün-meyin mesela. Düşünmediniz değil mi? Düşündünüz mü yoksa?
        İşte dediğimiz buydu...

        "Ama-ama-ama" da dema...
        Olumlu cümlenin ortasına kondurduğunuz ama ile tüm olumlu sözleri bir anda olumsuz hale getirebilirsiniz.
        * "Hocam bu sunum çok güzeldi ama(!)......", "Yemek çok güzeldi ama(!)....." gibi gibi...
        Unutmayın kelimeler sihir yaratır...

        OL!
        Kunter Hoca'nın Mevlana ve karısı ile ilgili verdiği bir örnekte, karısının Mevlana'ya ettiği nazlı sitem ve Mevlana'nın karısına verdiği yanıt ile dağılan karısı gibi o yanıtı duyunca biz de dağıldık.
        Yakıp yok etmeyin, aydınlatın, var edin ve ÖL'düremeyin, OL'durun.

        Unutursam fısılda-ma, bak...
        Hatırlamak istediğinizde gözlerinizi düz bir çizgi üzerinde sağa ve sola kaydırın. (Tarama yapar gibi yani). Hatırlayacaksınızdır.

        Şizofren bak...
        Karşınızda size olumsuz konuşan bir insanın alın bölgesine atacağınız şizofrenik bir bakış karşınızdaki insanı dağıtacaktır.

        Hangisine inanalım?
        Beden diliniz ile konuşma diliniz müsemma olsun. Diliniz tamam derken, bedeniniz istemezükçülük etmesin...

        İlk adımı atan kontrolü ele alır
        Ekipteki kimse satılıp kaderiyle baş başa bırakılıp terk edilmez.
        Önemli kararları sabah alın. Sabahın hayrını yadsımayın. 
        Beyin sabah öğrenir, öğrendiklerini akşam yorumlar.

        Neden mi, Nasıl mı?
        "Neden" sözü zihni kapatıcı, "Nasıl" sözü ise zihni açıcıdır. Ön lobunuzu aktif hale getirmek için NEDEN (yapamıyorum) yerine, NASIL (yapabilirim) sözünü kullanın.

        Susuz kalmayın
        Bir bardak çay iki bardak suyu, bir bardak kahve dört bardak suyu vücudumuzdan dışarıya atar. Kaybettiğiniz suyu yerine koymayı unutmayın. Susuzluğun bedeninizde yarattığı yıkımı bilin ve onu susuz bırakmayın.
        İtiraf edin bitsin
        Hatalarınızı kendinize samimiyetle itiraf ederseniz eğer, o hatayı bir kez daha tekrarlamazsınız. Bilinçaltı ikna olduğu zaman bunu size tekrarlatmıyor.

        Yok edemiyorsanız, küçültün
        Sorunlarınızı yok edemiyorsanız o sorunun daha büyüğünü görün. 
        * Acısı olan insanların başkalarının acılarını dinlerken kendi acılarını unutmaları ya da acılarının hafiflemesi bu yüzden demek. İnsan insanın zehrini alır derler ya, öyle...

        Dosdoğru gidin!
        Doğru beslenin, doğru yaşayın, hayatı doğru algılayın.
        Uzman uzmandır
        Kördüğümlerden kurtulmak için sizi bağlayan ipleri nasıl çözeceğinizi bazen siz değil, bir uzman biliyordur. O yüzden işin içinden çıkamadığınızda bir uzmandan destek alın.
        Renklerin dili
        Ameliyat önlüklerinin yeşil olması güveni işaret eder mesela. Sarı geçici demektir ve taksiler sarıdır. Siyah arabaların sırrı hırs ve tutkuda gizlidir. Ergenlikte mor erotik duyguları tetikler. Kahverengi vasıfsızdır. Anne olarak çocuklar üzerindeki otoriteyi sağlamak bile üzerinize giydiğiniz kıyafetin rengi ile ilintili.
        * Renklerin diliyle bilinçaltımıza neler gönderildiğini ya da bizim bilmeden de olsa çevremize ne mesajlar verdiğimizi durup şöyle bir düşünelim bakalım.
        * Bu arada; tişörtünüz ne renk?

        İçimizdeki Bruce Lee
        Doğru zamanda doğru noktaya yapılan tüm hamleler başarıyı getirir. Bir vuruşta mermer kırmak gibi mesela.

        İhtiyacımız olan tüm bilgiler DNA'larımızda mevcut.

        Konferansta, daha önce deneyimlemiş olduğum, "çocukluğum ile kucaklaşma" anı yine aynı derece etkileyici idi. 
        "Zaman zaman eski fotoğraflarda karşıma çıksa da uzun zamandır görmediğim ve çok özlediğim, annem-babamla derinlere gömülen, çocukluğumu bilen yakınlarımla yaşamaya devam eden çocuk ‘ben’le karşılaştım. Şefkatle kucakladım kendi çocuk halimi, sarıldım sıkı sıkı. Ah çocuk, hayat sana neler hazırlıyor bir bilsen…"

        Çocuk gözüyle büyük, büyük gözüyle çocuk, kadın gözüyle erkek, erkek gözüyle kadın derken bir konferansın daha sonuna gelmiştik. 
        Unutmadan:
        UKAM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği temalı slogan yarışması sonucunda:
        1.'lik: "Kadın ya da erkek insan olmaktadır gerçek" sloganı ile Ceyda Öztürk'ün,
        2.'lik: "Ben bir kadınım, sana eşittir adımım" sloganı ile Cansu Altay'ın,
        3.'lük: "Kadına söz ver dünya değişsin" sloganı ile Mahmut Akyol'un oldu.
        Yazının sonunu biz de bir sloganla kapatalım o zaman:
        "Ne bütün kadınlar melek, ne de bütün erkekler şeytan,
        Bütün mesele insan olabilmekte insan..."
        Kunter Kurt'un sunum videosunu izlemek için tıklayınız

        Canan Ekinci YILMAZ
        cananekncylmz@gmail.com