8 Nisan 2016 Cuma

Nusaybin'de şehit sayısı yükseldi!

Mardin'in Nusaybin ilçesinden peş peşe son dakika haberleri geliyor. Mardin Nusaybin'den yine acı haberler geldi. Mardin Nusaybin’ de devam eden operasyonlarda bugün şehit olan 3 güvenlik görevlisinden 1’inin binbaşı, 2’sinin ise emniyet amiri polis olduğu bildirildi…


Nusaybin'de meydana gelen patlamada şehit sayısının 5'e yükseldiği bildirildi.


Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde bugün PKK'lıları etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonlar şehit olan güvenlik görevlisi sayısı 5'e yükseldi. Binbaşı Ahmet Karaman ile Emniyet Amirleri Doğan Sakarya ve Zafer Kurt'un şehit olmasının ardından Dicle Mahallesi'nde geniş kapsamlı operasyonlar sürdürüldü.
Ancak operasyon sırasında PKK'lı teröristlerin, güvenlik güçlerinin ilerlemesini önlemek için tuzakladıkları bombanın imha edilmesi sırasında şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamada 2 polis memuru şehit oldu.
Yaralı polisler Nusaybin Devlet Hastanesi’nde tedaviye alınırken, şehit polislerin cenazeleri de aynı hastaneye getirildi.
Olayın ardından takviye güçlerin de sevk edildiği Dicle Mahallesi’nde teröristlerle çatışmanın devam ettiği belirtildi.
Bu arada Sabah şehit olan polisin, Manisa Salihli nüfusuna kayıtlı, emniyet amiri rütbesindeki Doğan Sakarya olduğu öğrenildi.
Nusaybin İlçesi’ndeki Dicle Mahallesi’nde süren operasyonlarda tespit edilen bir grup PKK’lı terörist ile bugün saat 10.00’da çatışma çıktı. Çatışma sırasında mahaledeki bir evde gizlenen keskin nişancı teröristin açtığı ateş sonucu, bir özel harekat polisi yaralandı. Yaralı polis memuru, kaldırıldığı hastanede doktorların çabalarına rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
Kısa süren çatışma sonrası teröristler, evlerin duvarlarında açtıkları tünellerden kaçarak yer değiştirdi. Kaçan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla Jandarma-polis özel harekat timlerinin başlattığı operasyon devam ediyor.
ŞEHİT SAKARYA, TÖRENLE UĞURLANDI
Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde şahit olan 5 güvenlik görevlisinde sabahki saldırıda şehit düşen Emniyet Amiri Doğan Sakarya için Mardin İl Emniyet Müdürlüğü bahçesinde uğurlama töreni düzenlendi.
Törene, Vali Ömer Faruk Koçak, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, Emniyet Müdürü Lütfullah Uğur Pekcan, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.Tören, şehidin cenazesinin Devlet Hastanesi morgundan alınıp, alana getirilmesi ile başladı. Saygı duruşu ve şehidin özgeçmişinin okunmasının ardından İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun’un şehit için dua okuması ile sona erdi. Törenden sonra şehit emniyet amirinin silah arkadaşları, şehidin cenazesini tören mangası yerine kendileri tekbirlerle ambulansa taşıdı. Şehit Emniyet Amiri Doğan Sakarya’nın cenazesi toprağa verilmek üzere uçakla memleketi Manisa’ya gönderildi.
Törenden sonra bir grup vatandaş ellerinde dev Türk bayrağı ile Emniyet Müdürlüğü’nden valiliğe kadar teröre tepki yürüyüşü yaptı.
ŞEHİT 2 POLİSİN KİMLİKLERİ
Nusaybin’den Emniyet Amirleri Doğan Sakarya ve Zafer Kurt’la, Jandarma Binbaşı Ahmet Karaman’dan sonra şehit olan 2 polisin daha kimlikleri açıklandı. Şehit polislerin Özel Harekat’ta bomba uzmanı olarak görevli Salih Taç ile Erkan Başpehlivan belirtildi.

Panik yapmayın!


50 milyon vatandaşın kimlik bilgileri çalınmış?!.. 
Emre Ulaş Cilalı Taş Devri

Mal bulmuş Mağribi gibi


Biliyorsunuz bu deyimi değil mi?;
Kaç gündür ekranlardan taşan "önüne yatma" protestosu görüntülerini gördükçe aklımdan başka bir şey geçmez oldu benim. Aklımdan geçip dilime dolanan bu deyimin nereden geldiğini merak ettim elbette. Oraya buraya baktım, ona buna sordum, "ekşi"cilerden birisinin yazdığı kısa bir bilgiye rastladım sonunda.
Bakın ne demiş arkadaş:
"Eskiden Mağrib olarak bilinen bölge halkının, içinde bulundukları fakr-u zaruret ve dahi artık o zamanın bakış açısıyla cehalet ve mahrumiyetleriyle birleşen; buldukları, gördükleri bir şeyi elde etmek için saldırıp, amiyane tabirle hacılamalarından kaynaklanan bir deyimdir."

Sonra anneannemin "Mağrib'den Maşrık'a..." ile başlayan sözleri çalındı kulağıma uzaklardan. Onu da merak ettim tabi.
Mağrip Batı, Maşrık Doğu demekmiş. 'Bir uçtan bir uca' anlamında kullanılırmış dilimizde, ya da 'sonsuz geçmişten, sonsuz geleceğe' anlamında.

Atalardan gelme sözlerimiz, zamanın süzgecinden damlayan deyimlerimiz, yanlış bilmelerimiz, yanlış anlamalarımız, yanlış aktarmalarımız...
Anlamayana can feda, lakin yanlış anlayana, dolayısıyla da yanlış aktarana ne yapmalı?
Hele de doğru anladığı halde domuzluğundan anlamayana..


Bu durumda "Söylediğim beni, anladığınız sizi anlatır" diyor insan.
Türkçe lastikli dil malum, nereye çekersen oraya gidiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullandığı "önüne yatmak" fiilini en porno tarafından anlayarak savunmaya geçenlerin aklının nerede olduğu ortaya çıkıyor böylece.
Oysa daha dün "Reza'nın önüne yatarım" demişti Muammer Güler.
İnsanın aklına şu soru geliyor o zaman? Hangi anlamda yatmak istemiştiniz Sayın Güler?
Aklıselim insanların anladığı anlamda mı, yoksa tecavüzcüleri koruyanların anladığı anlamda mı?

Mübarek sanki "Ekiz Yataklı Saldıray Abiler" ile "Fenteziler Kraliçesi Feriştah Ablalar" el ele vermiş, memleketin üzerinde zıp zıp zıplıyor...

"Çoluk çocuğa musallat olanları savunmayın" diyen bir insanın herhangi bir insana bu anlamda bir söz söylemeyeceğini düşünmüyor leş yiyici akbabalar...
Edilen esnek bir lafın üzerine adeta "Mal bulmuş Mağribi gibi" saldırılıyor.
Bu sayede millet bir kez daha, bir kez daha bölünüyor...


7 Nisan 2016 Perşembe

Kölelik düzenine direnelim


İşçiler, kölelik büroları olarak adlandırılan yasa tasarısına karşı bugün alanlara çıkıyor. Tasarıya ilişkin pazarlık yapmayacaklarını açıklayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, ‘Talebimizi nettir. Tasarı kayıtsız şartsız TBMM gündeminden çekilmelidir’ dedi

İşçiler, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısının geri çekilmesi için bugün Ankara’da bulunan Akay Kavşağı’ndan Meclis’e seslenecek. Eylemin eşzamanlı olarak birçok bölgede yapılacağını açıklayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, yasa tasarısının Meclis’ten geçmesi halinde tarihin en büyük insanlık suçlarından biri olan insan ticaretinin yasal hale geleceğini söyledi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TBMM gündeminde bekleyen özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısıyla ilgili dün Genel-İş Sendikası Genel Merkezi’nde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına DİSK/Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen, Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, BTO-Sen Genel Başkanı Ayvaz Şeker, Genel-İş Genel Yönetim Kurulu, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, eski DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile çok sayıda işçi katıldı.

‘İŞ GÜVENCESİ ORTADAN kALKACAK’
Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısına karşı olmalarının gerekçelerini açıklayan Beko, “İş Güvencesi ortadan kalkacaktır. Kıdem tazminatı fiili olarak yok edilecektir. 1-9 arasında işçi çalıştıran işyerlerinde 5 işçiye kadar, 10’un üzerinde işçi çalıştıran işyerlerinde yüzde 25 oranında kiralık işçi çalıştırılabilecektir. Böylece kayıtlı istihdamın neredeyse yarısı bu kölelik büroları aracılığı ile güvencesiz çalıştırılacaktır. Sendikal örgütlenmeler çok ciddi kan kaybedecektir. İşçi sınıfı kiralık işçilik adı altında kölelik ilişkilerine mahkum edilecektir. Gelir, emeklilik, yıllık izin ve sağlık ile ilgili bütün haklar tamamen ortadan kalkacaktır. Kiralık işçiler aynı işi yapan diğer işçilere göre çok daha düşük ücrete mahkum olacaktır” dedi.

‘İTİRAZLAR DİKKATE ALINMADI’
Beko, “Özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisini de kapsayacak biçimde işçi kiralama yetkisi verilmesi ile Türkiye’de emeği ile geçinen milyonlar köle haline getirilmek istenmektedir. Konuyla ilgili olarak toplanan Üçlü Danışma Kurulu’nda hiçbir mutabakat olmamasına rağmen, bu yasa teklifi Meclis’e gönderilmiş, komisyonlardan apar topar geçirilmiştir. Bir avuç işçi simsarının ve onlardan işçi kiralayacak bir avuç sermayedarın talebini acele bir biçimde Meclis’ten geçirmek isteyen AKP iktidarı, başta DİSK olmak üzere, işçi kesiminden gelen hemen hiçbir itirazı dikkate almamıştır” ifadelerini kullandı.
Özel istihdam bürolarıyla ilgili pazarlığın söz konusu olmadığını vurgulayan Beko, “Özel istihdam büroları köleliktir, insan ticaretidir. Hiç kimse bizden köleliği kabul ederek, köleliğin koşullarıyla ilgili pazarlık yapmamızı beklemesin.
Biz böylesi bir pazarlık içinde olmayacağız. Talebimizi nettir: Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısı kayıtsız şartsız TBMM gündeminden çekilmelidir” şeklinde konuştu.

EŞZAMANLI EYLEM YAPACAKLAR
Beko, eylem planlarını şöyle açıkladı: TBMM gündemine getirdikleri ‘kiralık işçilik’ yasa tasarısına karşı bugün Ankara’ya gelecek sendika yöneticisi, temsilci arkadaşlarımız ve DİSK’li işçiler ile beraber hem alanlarda hem de TBMM’de bu yasanın geçmemesi için direneceğiz. Ankara’da Akay Kavşağı’nda gerçekleştireceğimiz merkezi etkinlikle eşzamanlı olarak, örgütlü olduğumuz işyerlerinde iş yavaşlatma, basın açıklaması gibi etkinlikler yapılacaktır. Bölge temsilciliklerimiz tarafından da kent merkezlerinde etkinlikler gerçekleştirilecektir.

Okul müdürü: “Gönül isterdi ki kızlar erkekler ayrı okusun”


Alanya Türkler İMKB Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Zafer Saruhan’ın başörtülü öğrencileri toplayarak “Gönül isterdi ki kızlar erkekler ayrı okusun”, “Sizlere bakınca İslamiyeti, Müslümanlığı görüyorum” şeklinde sözler söylediği iddia edildi.

Alanya Türkler İMKB Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Zafer Saruhan’ın başörtülü öğrencileri toplayarak “Gönül isterdi ki kızlar erkekler ayrı okusun”, “Sizlere bakınca İslamiyeti, Müslümanlığı görüyorum” şeklinde sözler söylediği iddia edildi. Okul müdürü Saruhan ise iddiaları yalanladı.
Alanya Sosyal Bilimler Lisesi’nde okul müdürünün önceki gün türbanlı kız öğrencilerle toplantı yaptığı, karma eğitime karşı olduğunu söylediği iddia edildi. Olayın duyulması üzerine öğrenci velileri duruma tepki göstererek Saruhan ile görüştü. Aydınlık iddiaları okul öğrencilerine sordu. Başörtülü bir öğrenci yaşananları şöyle anlattı: “Nöbetçi öğrenci bütün sınıfları gezerek başörtülü öğrencileri aşağı çağırdı. Ben biraz geç indim. Oradaki arkadaşlarım müdürün ‘Gönül isterdi ki kızlar erkekler ayrı okusun. Size bakınca Müslümanlığı görüyorum’ dediğini anlattı. Bundan iki hafta önce kıyafetlerimizle ilgili uyarmaya başladılar. Etek yerine pantolon giymemizi istiyorlar. İlla ki etek giyeceksek, dizimizin altında giymemizi istiyorlar.
Tişörtümüzü pantolonumuzun içine sokmak da yasak. Pantolonün üstüne gelecek şekilde dışarda bırakmamız gerekiyor.”
İsmini paylaşmak istemeyen başörtülü öğrencinin şu gözlemi ise çarpıcı: “Yılın başında bizim sınıfta üç başörtülü öğrenci vardı. Şimdi 11 tane. Nedenini sorduğumda zorla kapanmadıklarını söylüyorlar.” Okulun yurdunda da benzer sorunlar yaşadıklarını belirten öğrenci “Yurtta havluyla dolaşmak, askılı, tayt, şort, önü açık kıyafetler giymek yasak.
Yurtta iki haftada bir ya da 3 haftada bir Perşembe günleri sohbetler oluyor. Sohbetler yurttaki ve okuldaki mescitlerde yapılıyor” dedi.

‘BAŞÖRTÜSÜ TAKACAKSANIZ BUNA UYGUN DAVRANIN’
Aydınlık’ın ulaştığı okul müdürü Saruhan, ise karma eğitime ilişkin bir şey söylemediğini savundu. Saruhan o toplantıya ilişkin şunları söyledi: “Başörtülü öğrencilerimizle ilgili bazı sıkıntılar yaşıyorduk. Onları topladığım doğru. Kurallar kaideler nedir hatırlattık. Başörtüsünde formaya uygun bir renk belirleyelim diye toplandık. Ama o sözleri söylemedim. ‘Madem ki bu başörtüsünü takıyorsunuz buna göre davranın. Tavır ve davranışlanız da buna uygun olsun’ manasında cümleler kurdum. Bu konuda yanlış anlaşılmalar var.”

‘Gerici hamleyi tepeleyeceğiz’

Evren Kurtoğlu
Alanya Sosyal Bilimler Lisesi’nde yaşananlar üzerine Türkiye Liseliler Birliği (TLB) bir basın açıklaması yaptı. TLB Alanya İlçe Sekreteri Hakan Büyüksaraç, Saruhan’ın sözlerinin herkesi rahatsız ettiğini belirterek “Bu açıklama tamamen laikliğe karşı yapılmış bir hamle ve karma eğitim sistemine karşı vurulmak istenen bir darbedir. Eğitimdeki bu gerici uygulamayı tepeleyeceğimize sizlerin huzurunda söz veriyoruz. Bilim yuvası olan okullarımızı din üzerinden yaptırımlar uygulayarak türbanlı olmayan öğrencileri sindirmeye ve eğitimden koparmaya çalışanlar başaramayacaklar. Bu gerici söylemlerinden dolayı derhal özrünü bekliyor ve MEB’den soruşturma başlatmasını talep ediyoruz” dedi.

Atatürk'ü tarih kitaplarından sildirmeyeceğiz!


TLB adına konuşan Genel Başkan Çelik ‘Nasıl ki ‘Türksüz, Atatürksüz anayasayı hazırlıyorlar, şimdi de bu taslakla Türk gençliğini kimliksizleştirme ve milli devletimizi bölme gayretine giriyorlar.’ dedi

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) ve Türkiye Liseliler Birliği (TLB) Talim Terbiye Kurulu önünde yaptıkları açıklamada Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’nın Tarih dersi müfredatından çıkarılmasını protesto ettiler.
TLB Genel Başkanı Bora Çelik konuşmasında şu mesajları verdi: “MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 18.03.2016 tarihinde kendi web sayfasında ‘Taslak Öğretim Programları’ başlığı altında bir kağıt parçası yayımladı. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde bu taslağın yayınlanmasını da bir meydan okuma olarak görüyoruz. Kabulümüzdür!
20. yüzyılın başında yediği tokadın acısını bir türlü unutamayan emperyalizmin baş temsilcisi İngiltere’nin bir parlamenteri Andrew Duff, ‘Resmi dairelerden Atatürk’ün resimlerini kaldırın’ buyruğu vermişti. Avrupa Birliği Türkiye masası şefi Karen Fogg ‘Türk gençliğini kimliksizleştirmekten, bunun için ülkeyi Atatürk’ten ve Atatürkçülerden kurtarmaktan’ söz ediyordu. Bu taslak tam da onların hayalidir.
Bu taslağın hiçbir yerinde Atatürk ismi geçmemektedir. Kurtuluş Savaşı, işgal, bağımsızlık, vb. yerine Batı zoruyla ıslahatlar denmektedir. Türk milleti yerine Osmanlı milleti, ümmeti gibi kavramlar geçmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yerine rejim değişikliği ve Cumhuriyet Türkiye’si ibareleri kullanılmaktadır.

LAYIK OLDUĞU ÇÖPLÜĞE ATTILAR
Nasıl ki devletimizi bölünmeye götürecek ‘Türksüz, Atatürksüz anayasayı hazırlıyorlar, şimdi de bu taslakla Türk gençliğini kimliksizleştirme ve milli devletimizi bölme gayretine giriyorlar. Bizler emperyalizmle birleşen gericiliğe karşı eylemli savaş açıyoruz. Şimdi burada sizin “taslak” dediğiniz kağıt parçasını buruşturup, layık olduğu çöplüğe atıyoruz.”

BAŞTAN SONA BAĞIŞLANAMAZ!
CKD adına açıklama yapan Prof. Dr. Dilek Gözütok, Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın hazırladığı, 9-10-11 ve 12. sınıflarda, gelecek dönemden itibaren okutulacağı belirtilen ‘’Taslak Öğretim Programları’’ denen yazılı metne ‘’Öğretim Programı’’ denemeyeceğini belirterek, metnin baştan sona bağışlanamaz yanlışlarda dolu olduğunu bildirdi.
Hazırlanan metni sert bir şekilde eleştiren Gözütok, “Metne göre, Mustafa Kemal Atatürk adında biri hiç dünyaya gelmemiş. Türkler Mustafa Kemal önderliğinde örgütlenerek dünyaya örnek olan bir emperyalizm mücadelesi vermemiş, Sevr yırtılmamış, Ankara Hükümeti kurulmamış, Kurtuluş Savaşı verilmemiş, Lozan imzalanmamış, Misakı Milli sınırları çizilmemiştir. Bu yaklaşım, sağlıklı bir kafanın ürünü değildir” dedi.
Atatürk’e dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarih programlarında yer vermişken, Talim ve Terbiye Kurulunun Atatürk’ü programlardan çıkarmasını “gaflet, dalalet ve hatta hıyanet” olarak değerlendiren Gözütok, ‘’Kemalizmi programlardan sileceğiz, anlayışının hazırladığı ve yanlışlarla dolu bu metin ancak bu ülkenin sözümona Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türk olmayanlar tarafından teslim alınması durumunda hazırlanmış olabilir” diye konuştu.

Kiralık işçi yasalarına hayır



Kiralık işçilik yasasına karşı ayağa kalkan işçiler, 1 günlük iş bıraktı. Nakliyat İş Sendikası üyeleri, İstanbul'da eylem yaptı. Yasayı, ''Dayı başılık'' sistemine benzeten Genel Başkan Ali Rıza Küçükosmanoğlu, işçi konfederasyonlarına birlik ve mücadele çağrısı yaptı.

AKP hükümetinin meclis gündemine getirdiği kiralık işçilik yasası emekçileri ayağa kaldırdı. İşçiler, genel grev uyarısı yaptı, 1 günlük iş bırakma eylemine gitti.

DİSK'e bağlı Nakliyat-İş sendikası üyeleri, özel istihdam büroları ve esnek çalışma saatlerine karşı İstanbul'da Topkapı Nakliyatçılar Sitesi'nde eylem yaptı.

Nakliyat İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, meclis gündemine gelecek yasayı eleştirdi, ''dayı başılık sistemidir'' dedi.

İşçi konfederasyonlarına mücadele çağrısı yapan Küçükosmanoğlu, yasanın geçmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Aynı saatlerde Sendikanın Konya Bölge Temsilciği de eylemdeydi.